Arap Baharı, Muhammed Mursi ve Özgürlük
2011 yılında başlayan Arap baharı ve demokratikleşme talepleri Tunus’tan sonra Mısır’a da sıçradı. Kısaca “Öfke Günü” olarak da bilinen 25 Ocak 2011 tarihinde Tahrir meydanında toplanan Mısır halkı özgürlük için sloganlar atmaya başladı. Açlık, işsizlik, yolsuzluk, diktatörlük gibi benzer sorunlar sebebiyle halk isyan etmeye başladı. Diktatör cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, halkın taleplerine ve ayaklanmasına daha fazla karşı koyamadı ve istifa etmek zorunda kaldı. 1952’den beri devam eden askeri vesayet ve onun son temsilcisi olan Hüsnü Mübarek’in 30 yıllık iktidarı sona erdi. Ülke seçime gitti ve Mısır halkı ilk defa özgürce kendi liderini seçti.
Müslüman Kardeşler tarafından kurulan Hürriyet ve Adalet Partisi, Ocak 2012’de yapılan seçimleri kazandı. Hürriyet ve Adalet Partisi Genel Başkanı Muhammed Mursi, ikinci turda oyların yüzde 51,7’sini alarak Cumhurbaşkanı seçildi. Böylece Muhammed Mursi, Mısır’ın seçimle başa gelen ilk Cumhurbaşkanı oldu.
Mursi’nin Müslüman Kardeşler teşkilatı kurucusu Hasan el-Benna’ya ait aşağıdaki sözleri meydanda geniş halk kitlelerine karşı söylemesi Mısır’da ve tüm İslam âleminde büyük coşkuyla karşılanmıştı:
القرآن دستورنا
el Kur’anu dustûrunâ
(Kur’an bizim anayasamızdır.)
والرسول زعيمنا
verrasulü zeîmunâ
(Allah Resulü bizim liderimizdir.)
والجهاد سبيلنا
vel cihâdu sebilunâ
(Cihad bizim yolumuzdur.)
والموت في سبيل الله أسمى أمانينا
vel mevtu fî sebilillahi esmâ emâninâ
(Allah yolunda şehid olmak en büyük arzumuzdur.)
وفوق كل ذلك الله غايتنا
ve fevka külli zalik Allahu ğâyetunâ
(Hepsinin üstünde, gayemiz Allah’ın rızasıdır.)
Mursi’nin cumhurbaşkanı olmasından sadece 1,5 yıl sonra, 30 Haziran 2013‘te muhaliflerin Tahrir Meydanı‘nda düzenlediği kitlesel protestolar askeri darbeye zemin hazırladı ve Mursi, Genelkurmay Başkanı Sisi tarafından 3 Temmuz 2013’te “darbeyle” görevden alındı. Darbe karşıtı gösterilerde binlerce kişi hayatını kaybetti, Mursi ile Müslüman Kardeşler Teşkilatı üyesi binlerce kişi gözaltına alındı. Resmi rakamlara göre askeri darbe sürecinde 3 binin üzerinde kişi hayatını kaybederken 34 binden fazla kişi ise tutuklandı. Uyduruk yargı, Mursi’nin idamına karar verdi. 67 yaşındaki Muhammed Mursi 17 Haziran 2019 tarihinde mahkeme salonunda şehit oldu. Bu yaşanan üzücü olaylarla birlikte Mısır’ın baharı tekrar kışa dönmüş oldu. Firavunlar diyarında Musa’ların hüküm süreceği günler yakındır elbet.
Darbe karşıtlarının Rabiatul Adeviyye Meydanı‘ndan esinlenerek kullanmaya başladığı Rabia işareti, darbecilerin 14 Ağustos 2013’teki kanlı müdahalesinin ardından darbe karşıtı direnişin sembolü oldu.
Rabia sembolü ne anlama gelir?
Rabia Arapçada dört demektir. Muhammed Mursi, Cemal Abdunnasır, Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek’ten sonra Mısır’ın dördüncü cumhurbaşkanıdır. Tahrir Meydanı’ında darbeye destek vermek için toplananların iki parmaklarıyla ‘zafer işareti’ yapıyor olması sebebiyle Rabia meydanını dolduranlar da onlardan ayrılmak için bu işareti kullandı. Kısa zamanda R4BIA sembolü İslamî direnişin, darbeye karşıtlığının ve özgürlüğün sembolü oldu.
Mursi’nin darbeyle indirilmesi üzerine Seyyid Kutub’un kaleme aldığı “Ehi Ente Hurrun” adlı eser duygularımıza tercüman oldu. Bu yazımızda dillerde yer eden bu güzel eseri herkes okusun diye harekeli olarak sunmaya çalıştık. Hatalarımız olmuşsa affola.
İşte merhum Muhammed Mursi’nin, ‘Kur’an bizim anayasamızdır’ dediği, ihvan marşı eşliğinde o sözler…
Ehi Ente Hurrun (Kardeşim Sen Özgürsün)
Ehi Ente Hurrun (Kardeşim Sen Özgürsün) Arapça Sözleri (Harekeli Olarak)
أَخِي أَنْتَ حُرٌّ وَرَاءَ السُّدُودِ
أَخِي أَنْتَ حُرٌّ بِتِلْكَ الْقُيُودِ
إِذَا كُنْتَ بِاللهِ مُسْتَعْصِمًا
فَمَاذَا يَضِيرُكَ كَيْدُ الْعَبِيدِ
أَخِي سَتَبِيدُ جُيُوشُ الظَّلَامِ
وَيُشْرِقُ فِي الْكَوْنِ فَجْرٌ جَدِيدٍ
فَأَطْلِقْ لِرُوحِكَ إشْرَاقَهَا
تَرَى الْفَجْرَ يَرْمُقُنَا مِنْ بَعِيدٍ
أَخِي قَدْ سِرَتْ مِنْ يَدَيْكَ الدِّمَاءُ
أَبَتْ أَنْ تُشَلَّ بِقَيْدِ الْإمَاءِ
سَتَرْفَعُ قُرْبَانَهَا لِلسَّمَاءِ
مُخَضَّبَةً بِوِسَامِ الْخُلُودِ
أَخِي هَلْ تُرَاكَ سَئِمْتَ الْكِفَاحِ ؟
وَأَلْقَيْتَ عَنْ كَاهِلَيْكَ السِّلَاحَ
فَمَنْ لِلضَّحَايَا يُوَاسِي الْجِرَاحَ ؟
وَيَرْفَعُ رَايَاتَهَا مِنْ جَدِيدٍ
أَخِي إِنَّنِي الْيَوْمَ صَلْبُ الْمِرَاسِ
أَدُكُّ صُخُورَ الْجِبَالِ الرَّوَاسِي
غَدًا سَأُشِيحُ بِفَأْسِي الْخَلَاصِ
رُؤُوسَ الْأَفَاعِي إِلَى أَنْ تَبِيدَ
سَأَثْأَرُ لَكِنْ لِرَبٍّ وَ دِينٍ
وَأَمْضِي عَلَى سُنَّتِي فِي يَقِينٍ
فَإِمَّا إِلَى النَّصْرِ فَوْقَ الْأَنَامِ
وَإِمَّا إِلَى اللهِ فِي الْخَالِدِينَ
أَخِي إِنَّنِي مَا سَئِمْتُ الْكِفَاحُ
وَلَا أَنَا أَلْقَيْتُ عَنِّي السِّلَاحِ
فَإِنْ أَنَا مِتُّ فَإنِّي شَهِيدٌ
وَ أَنْتَ سَتَمْضِي بِنَصْرٍ مَجِيدٍ
وَ إنِّي عَلَى ثِقَةٍ مِنْ طَرِيقِي
إِلَى اللهِ رَبِّ السَّنَا وَ الشُّرُوقِ
فَإِنْ عَافَنِي السَّوَقُ أَوْ عَقَنِي
فَإنِّي أَمِينٌ لِعَهْدِي الْوَثِيقِ
أَخِي فَامْضِ لَا تَلْتَفِتْ لِلْوَرَاءِ
طَرِيقُكَ قَدْ خَضَّبَتْهُ الدِّمَاءُ
وَلَا تَلْتَفِتْ هَهُنَا أَوْ هُنَاكَ
وَلَا تَتَطَلَّعْ لِغَيْرِ السَّمَاءِ
فَلَسْنَا بِطَيْرٍ مَهِيضِ الْجَنَاحِ
وَلَنْ نُسْتَذَلَّ وَ لَنْ نُسْتَبَاحَ
وَإنِّي لَأَسْمَعُ صَوْتَ الدِّمَاءِ
قَوِيًّا يُنَادِي الْكِفَاحَ الْكِفَاحَ
أَخِي إِنْ ذَرَفْتَ عَلَىَّ الدُّمُوعِ
وَبَلَّلْتَ قَبْرِي بِهَا فِي خُشُوعٍ
فَأَوْقِدْ لَهُمْ مِنْ رُفَاتِي الشُّمُوعِ
وَسِيرُوا بِهَا نَحْوَ مَجْدٍ تَلِيدٍ
أَخِي إِنْ نَمُتْ نَلْقَ أَحْبَابَنَا
فَرَوْضَاتُ رَبِّي أُعِدَّتْ لَنَا
وَأَطْيَارُهَا رَفْرَفَتْ حَوْلَنَا
فَطُوبَى لَنَا فِي دِيَارِ الْخُلُودِ
Ehi Ente Hurrun (Kardeşim Sen Özgürsün) Türkçe Anlamı
Kardeşim sen parmaklıklar ardında da olsan özgürsün
Kardeşim sen prangalara vurulsan da özgürsün
Sen Allah’a bağlandığın zaman
Sana kölelerin tuzağı ne zarar verebilir ki.
Kardeşim karanlığın ordularını kökten sileceksin
Ve bununla yeryüzünde yeni bir fecr doğacak
Sen ruhunu bu fecrin doğuşuna teslim et
O zaman fecrin bizi uzaktan karşıladığını göreceksin
Kardeşim muhakkak ki ellerinden kanlar akmıştır
ve zillete mahkûm olmaktan yüz çevirmiştir
Muhakkak ki bir gün o şahadet âşıklar
Ebediyet kanı ile Cennete yükselecektir
Kardeşim sana ne oluyor ki savaştan bıkmışsın
Omzundan silahını atmışsın.
Söyle bana kim fedakârlık edecek ve yaraları kim saracak
Ve yeniden sancağımızı kim dalgalandıracak.
Kardeşim muhakkak ki ben bugün sarsılmaz dayanağa sahibim
Ve yerlerine dayanmış dağları, kayaları parça parça ederim
ve yarın bu silahımla bozgunculara karşı savaşacağım
Ta ki yeryüzünden yok edinceye kadar
Ben Rabb ve din için intikam alacağım
Yılmadan Resul ve sünnet üzerine devam edeceğim
Ya dünyayı kuşatacak zafer
Ya da Allah’a sunulacak şahadet
Kesinlikle Kardeşim ben savaştan yılacak değilim
Silahı da atacak da değilim
Şayet kardeşim ben ölürsem şehidim
Sen de övülmüş bir zaferle devam edersin
Muhakkak ki ben emin bir şekilde
Yıldızların Rabbi olan Allah a giden yol üzerindeyim
İster beni affedin ister beni cezalandırın
Muhakkak ki ben verilen ahde eminim.
Kardeşim yürü tereddüt etmeden arkana bakma
Senin yolun kanla boyanmıştır
Oraya buraya aldırış etme
Allah’tan başkasına boyun eğme
Kanadı kırık bir kuş değiliz ki
Bundan dolayı zelil görünüp öldürülelim
Adım adım çarpışmaya çağıran
Kanların sesini işitiyorum.
Kardeşim benim üzerime ağlarsan
Benim kabrimi o içten damlalarla ıslatırsan
Ufalanmış kemiklerden kendine meşale oluştur
Ve ışığıyla yaklaşan zafere doğru ilerle
Kardeşim biz ölürsek sevdiklerimize kavuşacağız
Rabbimizin bahçeleri bizim için hazırlanmıştır
Muhakkak ki o Cennetin kuşları etrafımızda kanat çırpacaktır
Ebedi diyar bizim için ne kadar hoştur.
Ehi Ente Hurrun (Kardeşim Sen Özgürsün) Arapça-Türkçe Okunuşu
Ahi ente hurrun vera essudûd
Ahi ente hurrun bitil kel kuyûd
İza künte billahi müstağsima
Femâzâ yedîru ke keydül abid
Ahi setebidu cuyuşuz zalâm
Ve yuşrigu fil kevni fecrun cedid
Fe etlig liruhike işragaha
Teral fecra yermuguna min beıyd
Ahi gud sarât min yedeyked dima
Ebet entüşella bigaydil ima
Seterfa a gurbaneha lissema
Muhaddabâten bi visalil hûlud
Ahi hel türake seimtel kifah
Ve elgayte an kehileykes silah
Femen liddahaya yuvasil cirah
Ve yerfau rayeteha min cedid
Ahi innenil yevme salbil murasi
E dukku suhüral cibalil ravasi
Ğaden se u şihu bi fe’sil halasi
Ru u sel efe ığy ila en tebit
Sees eru lakin lirabbin ve din
Ve emdî ala sunneti fi yegîn
Feimma ilan nasri fevgal enam
Veimma ilallahi fil halidin
Ahi inneni ma seimtül kifah
Ve la ene e gaytü annil silah
Fein ene mittü feinni şehid
Ve ente setemdî bi nesrîn mecid
Ve inni ala sigatîn min tarigî
İlallahi rabbissena veşşurugî
Fein afenis sevgu ev agani
Fe inni eminün liahdil vesigî
Ahi femdi la teltefit lil vera
Tariguke gad haddabet hud dima
Vela teltefit hahüna ev hünak
Vela tete dallağli ğayrissema
Felesna bidayrin mehidîl cenah
Ve len nüstezelle ve len nüstebah
Ve inni li esmau savtat dima’
Gaviyen yüna dil kifahel kifah
Ahi in zerafte aley yeddümuu
Ve bellelte gabri bi fiha hüşuu
Fe evgıd lehüm min rufati şümuu
Ve siru biha nahve mecdin telid
Ahi inne müt nelga ehbabena
Feravdatü rabbi uıddet lena
Ve etyaruha rafrafet havlena
Fetubâ lena fi diyaril hulud
Harika bir okuyucusun ve de çok dikkatlisin. Tebrik ederim seni Yusuf kardeşim.
Arapça kısmının 11. Dörtlüğünde 2. Satırında.
(Ve belelte) değil. (Ve bellelte) 2 tane l olacak çünkü şedde var. Size zahmet düzeltirmisiniz
Arapça kısmının 7. Dörtlüğünün en sonunda
(Sizin yazdığınız (binsirin) ) değil.
( ( binesrin) ) olacak size zahmet düzeltirmisiniz
Arapça kısmının 2. dörtlüğünün en sonunda hareke hatası olmuş ( (biiyd) değil ) ( (beıyd) olacak )
Orayı düzeltir misiniz size zahmet.
Defalarca okumama rağmen sizin sayenizde fark ettim. Teşekkür ederim.