Çocukluk dönemimde izleyip de çok beğendiğim ve etkilendiğim bir film…
Aziz Mahmut Hüdayi Hazretlerinin hayatını katre misali anlatmaya çalıştıkları bu filmde can almak için yola çıkan birinin fırtınalı bir zamanda kayıkla boğazın karşısına geçmek için Hüdayi Yolunu kullanması ve kayıkçıdan Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerinin hayatını dinleyerek hidayete ermesi anlatılıyor.
Bursa’da dönemin önemli bir kadısı iken Üftade Hazretleri ile tanışan ve kapısına köle olan, kaftanıyla sokaklarda ciğer satan ve en sonunda hocasının “Oğlum! Padişahlar peşin sıra yürüsün” duasına mazhar olan bir mübarek zât Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri…
Yolunuz Üsküdar’a düştüğünde mutlaka ziyaretine gitmeniz gereken bir Allah dostu…
Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerinin türbesini ziyaret ettiğinizde şu duasına da mazhar olmuş olacaksınız inşallah:
“Sağlığımızda bizi, vefatımızdan sonra kabrimizi ziyaret edenler ve türbemizin önünden geçtiğinde fatiha okuyanlar bizimdir.
Bizi sevenler denizde boğulmasın, ahir ömürlerinde fakirlik çekmesin, imanlarını kurtarmadıkça göçmesin.”
Hüdayi Yolunun da bir hikayesi var elbet. Şöyle ki:
Sultan Ahmed Han, büyük bir cami yaptırmak istiyordu. Kararını verdi ve yerini tespit ettirdi. Temel atma merasimi için de son derece bağlı olduğu hocası Aziz Mahmud Hüdâyî ve diğer alimleri davet etti. Koyunlar kesildi. Temel için ilk kazma Hüdâyî hazretlerine vurduruldu. Padişah da yoruluncaya kadar temel kazdı…
Böyle bir başlangıçtan yıllar sonra inşaatı biten caminin açılışını yapmak ve Cuma hutbesini okumak üzere büyük veli davet edildi. Ancak o gün beklenmedik bir şey oldu.
Önce bardaktan boşanırcasına yağmur başladı. Sonra bir fırtına patladı; denizde dalgalar büyüdü, yükseldi ve şiddetlendi. Bu şartlar altında Üsküdar’dan Sarayburnu’na geçmek imkânsız hale gelmişti… Ne var ki Şeyh hazretleri de geleceğine dair Hünkâra söz vermişti… Bu sebeple Üsküdar iskelesine inip bir kayık kiraladı ve besmeleyle bindi. Hocalarının bindiğini gören sadık talebeleri de sandala atladılar. Ve hep birlikte Sarayburnu istikametine doğru denize açıldılar. İşte o zaman beklenmedik bir şey daha oldu:
Allah-ü teala’nın izni ve Hüdâyî hazretlerinin himmeti bereketiyle, azgın deniz; kayığın önü, arkası ve her iki yanlarına birer kayık boyu mesafeye gelince duruluyor ve fırtınanın korkunç dalgaları kayığa hiç tesir etmiyordu!.. Kimselerin denize çıkamadığı o gün Aziz Mahmud Hüdâyî hazretleriyle yanındakiler karşıya geçip, merak içinde kendilerini bekleyen Sultan Ahmed Han ile buluştular.
Üsküdar ile Sarayburnu arasındaki bu yola “Hüdayi yolu” dendi…
Bazı kayıkçılar uzun yıllar fırtınadan uzak, selametle gidilen bir deniz geçidi olarak kabul ettikleri “Hüdâyî yolu”nu, her ihtiyaç duydukça bulup bulup kullandılar…
Şimdi de hâlâ bu yolun var olduğunu, denizden kolay ve güvenle geçmek için kullanılabileceğini söyleyen insanlar vardır…
Filmin linki: https://www.dailymotion.com/video/x25q5sr