Kurban Nedir?
Kurban bayramı günlerinde kesilen kurbanlık hayvana “udhiye” denir. Terim olarak kurban, Allah Teâlâ’ya yaklaşmak için kurban niyetiyle belirli vakitte kesilen özel hayvanın adıdır. Kurban kesmek, zekât ve bayram namazları gibi hicretin ikinci yılında meşrû kılınmıştır.
Kurban Kesmenin Hükmü
Kurban bayramında, Allah’a yaklaşmak niyetiyle kurban kesmek hür, mukîm, müslüman zengin olan kimselere vaciptir.
Zenginden maksad; temel ihtiyaçlarının dışında nisap miktarı mala sahip olmaktır. Bu da fitre nisabıyla aynı olup, üzerinden bir yıl geçmesi şartı da aranmaz. Yani kuran bayramı sabahı 200 dirhem gümüş veya 20 miskal altın veya bunların karşılığı olan para veya ticaret malına sahip bulunan kimseye kurban vacip olur
Kurban Kesmenin Vakti ve Şekli
Kurban kesilecek zaman, kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günüdür. Fakat birinci gününde kesmek daha faziletlidir.
Kurban Edilecek Hayvanlar
Kurbanlar; yalnız koyun, keçi, deve ve sığır türü hayvanlardan kesilebilir. Yaban sığırı, geyik gibi yabani hayvanlarla, tavuk, horoz, kaz gibi evcil hayvanlar kurban edilemezler.
Koyun ve keçi 1 yaşında, sığır cinsi 2 yaşında, deve ise en az beş yaşında olmalıdır. Koyun ve Keçi sadece bir kişi için kurban olarak kesilebilirken sığır ve deve 7 kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilirler.
Kurban Edilecek Hayvanların Özellikleri
Kurbanlık hayvanın şaşı, topal, uyuz ve deli olmasında, boynuzlu veya boynuzsuz olmasında, kulaklarının delinmiş veya enine kesilmiş olmasında, dişlerinin azının düşmüş olmasında, kurban olması yönünden bir sakınca yoktur.
İki gözü veya bir gözü kör olan, dişlerinin çoğunluğu düşmüş veya kulakları tamamen kesilmiş olan, boynuzlarından biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, kulağının veya kuyruğunun yarısından fazlası kopmuş olan hayvan kurban olarak kesilemez. Kurbanın semiz olması efdaldir. Aşırı derecede zayıf olan hayvan kurban olmaz.
Kurban Keserken Nelere Dikkat Edilmelidir?
Kurbanlık hayvan kıbleye yatırılarak ve “Bismillahi Allahu Ekber” diyerek kesilir.
Kurbanı mümkün olursa sahibi kesmelidir. Bu mümkün olmazsa işten anlayan başka bir müslümana vekalet verilebilir. Kurban kesilirken şu ayetin okunması tavsiye edilir:
“Kul inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillahi rabbi’l âlemîn”
(Şüphesiz benim namazım, kurbanım ve diğer ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. Onun ortağı yoktur.)
“İnnî veccehtu vechiye lillezî fataras semâvâti vel arda hanîfen ve mâ ene minel muşrikîn”
(Muhakkak ki ben, hanif olarak yüzümü, yeri ve semaları yaratan Allah’ın Zat’ına döndürdüm. Ve ben, müşriklerden değilim.)
Ayrıca teşrik tekbiri olarak bildiğimiz tekbirin de getirilmesi efdaldir.
Kurbanı başkasına kestiriyorsak yalnız kurban sahibinin “Bismillahi Allahu ekber” demesi yetmez. Kurbanı kesenin de demesi gerekir. Bir kimse kurban kesme esnasında bilerek besmeleyi terk ederse kurbanın eti yenmez. Kurban murdar olur.
Ayrıca hayvanı kesileceği yere incitmeden götürmeli, bıçağın oldukça keskin olmasına dikkat etmelidir ki boğazlanırken hayvana fazla ıstırap verilmesin.
Kurbanın Tarihçesi
Kurban olayı Hz. İbrahim ve oğlu İsmail ile başlar. İbrahim (as) rüyasında oğlu İsmail’i kurban ettiğini görmüştü. İbrahim (as) bunun üzerine İsmail (as)’a:
“Oğulcuğum, ben seni rüyamda boğazlıyor gördüm!” diyerek, kendisine emrolunanı haber verdi.İsmail (as): “Babacığım sana emrolunanı yap” dedi.
Baba oğul Şi’b Vadisi’ne doğru yöneldikleri zaman, şeytan bir insan kılığında görünüp, Allah’ın emrini yerine getirmekten vazgeçirmek için İbrahim (as)’in önüne geçti. Onu kandıramadı. İbrahim (a.s) onu kovdu. Aynı şekilde İsmail ve Hacer (as)’e de müdahale etmek istediyse de başaramadı. Hepsi de Allah’ın buyruğunu dinlemek ve ona boyun eğmekte birleşti.
Vadiye vardıklarında İsmail (as) babasına: “Babacığım! Beni kurban etmek istediğin zaman, beni iple sıkıca bağla ki benden sana karşı bir şey isabet edip de ecrim eksilmesin. Hem seni beni boğazlamak için yatıracağın zaman yüzü koyun yatır, alnımı yere getir. Çünkü yüzüme bakınca kalbin incelir ve bu durumun Allah’ın sana emrettiği şeyi yerine getirmene engel olabileceğinden korkarım!” dedi.
İbrahim (as) “Oğulcağızım! Sen bana Allah’ın emrettiği şey hakkında ne güzel yardımda bulundun.” dedi ve onu, istediği gibi sıkıca bağladı.
İbrahim (as) bıçağı, İsmail (as)’in boğazına bastırınca sanki bıçak bakır bir levha ile karşılaşmış gibi boğazını kesmedi, İbrahim (as) bıçağı iki-üç defa biledi. Fakat muvaffak olamadı. O sırada Cebrail (as) bir koçla çıkageldi ve “Ey İbrahim! Rüyana sadakat gösterdin, işte sana oğlunun yerine boğazlayacağın kurbanlık, onu boğazla!” dedi.
O günden bugüne kurban ibadeti hep yapılagelmiştir.