Borç, Dert ve Sıkıntılar İçin Peygamberimiz Efendimiz’in Tavsiye Ettiği Dualar
Dünya hayatı imtihanla doludur. İnsanoğlu, Yüce Rabbimizin bildirdiği üzere hangimizin daha güzel işler yapacağını tespit etmek için dünyaya gönderilmiştir. Herkesin imtihanı ise farklı farklıdır. Kimisi eşi ile, kimisi çocuğu ile, kimisi komşusu ile, kimisi canı ile, kimisi malı ile, kimisi anne-babası ile imtihan edilir.
Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece ‘İman ettik’ demeleriyle kurtulacaklarını mı sandılar? And olsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir…” (Ankebut 2-3)
Rabbimiz, en çok sevdiği kullarını en büyük musibetlerle imtihan etmiştir. Bu sebeple geçmişte büyük sıkıntılarla sınananlar, O’nun en çok sevdiği kulları olan peygamberleri olmuştur.
Hz. Adem ebedilik arzusuyla; Hz. İbrahim, evladı İsmail’le; Hz. İsmail ise canıyla imtihan edilmiştir. Hz. Yakub, Hz. Yusuf’la sınanmış, Hz. Yusuf ise Züleyha ile imtihan edilmiştir. Hz. Eyyüb, taşları çatlatan bir sabır imtihanından geçmiştir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) ise imtihanın her çeşidiyle sınanmış, bir beşerin tek başına musibetlerle nasıl mücadele edebildiğini örnek hayatıyla bizlere göstermiştir.
Dünya imtihanı karşısında müslüman kişinin en büyük silahı sabrıdır. Allah, kuluna taşıyamayacağı yükü yüklemez. Bu dünyada karşılaştığımız her zorluk ve felaket bir imtihandır. Asıl maharet, İslam’ı böyle zamanlarda yaşayıp imanını güçlendirmektir. Bizi biz yapan; darlıkta gösterdiğimiz sabır ile varlıkta gösterdiğimiz tavırdır.
Sıkıntılı anlarda en büyük yardımcımız, sığınağımız, dayanağımız Rabbimizdir. O, “Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerin yanındadır.” (Bakara, 152) buyurarak sıkıntılı anlarda ne yapmamız gerektiği konusunda bize yol göstermiştir. Ayette geçen “salât” kelimesi namaz anlamına geldiği gibi dua anlamına da gelmektedir. Dolayısıyla sıkıntı, dert ve tasa gibi anlarda yapacağımız en iyi şey sabretmek, namazla ve duayla Rabbimizden yardım dilemektir.
Bu yazımızda Peygamberimiz’in sıkıntılı anlarda yaptığı dualardan bahsedeceğiz. Dert ve sıkıntıları gideren dualar nelerdir, korku duası hangisidir gibi sorulara cevap arayacağız. Başlıklar halinde söyleyecek olursak:
Maddi Sıkıntılardan, Borç, Dert ve Kederden Kurtulmak İçin Dualar
Helal Rızık ve Bereket Duası (Borçtan Kurtulma Duası)
Fakirlikten Kurtulma Duası (Borçtan Kurtulma Duası)
Korku ve Ruhsal Daralma Anlarında Yapılacak Korku Duası
Nazardan ve Kötülükten Korunma Duası
Bela ve Musibetlere Karşı Okunacak Dua
Bütün Duaları Kapsayan Dilek Duası
Maddi Sıkıntılardan, Borç, Dert ve Kederden Kurtulmak İçin Dualar:
Peygamberimiz, borçlar yüzünden sıkıntı yaşayan Ebû Ümâme’ye, “Sana bir söz öğreteyim mi? Onu söylediğin zaman Allah (cc) kederlerini giderir ve borcunu ödeme imkânı sağlar.” buyurmuş, sabah ve akşam şu cümlelerle Allah’a sığınmasını tavsiye etmiştir:
اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ
وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ
وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ وَالْبُخْلِ
وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدَّيْنِ وَقَهْرِ الرِّجَالِ
Okunuşu: Allahümme innî eûzü bike minel hemmi vel hazen. Ve eûzü bike minel aczi vel kesel. Ve eûzü bike minel cübni vel buhl. Ve eûzü bike min ğalebetid deyni ve kahrir ricâl.
“Allah’ım! Gam ve kederden sana sığınırım, çaresizlik ve tembellikten sana sığınırım, korkaklık ve cimrilikten sana sığınırım, ağır borç altında kalmaktan ve güç sahibi olan kişilerin zulmüne uğramaktan sana sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Vitr, 32)
Ebû Ümâme, Peygamberimizin öğrettiği bu cümlelerle Allah’a sığındıktan sonra hem kederinden kurtulduğunu, hem de kısa sürede borcunu ödeme fırsatı bulduğunu söylemektedir.
Helal Rızık ve Bereket Duası (Borçtan Kurtulma Duası):
Hz. Ali’den rivayet edildiğine göre anlaşmalı bir köle ona gelerek:
– Borcumu ödeyecek gücüm yok, bana yardım et, dedi. O da:
– Rasulullah (sav)’in bana öğrettiği duayı ben de sana öğreteyim mi? Bunu okumaya devam ettiğin takdirde üzerinde dağ gibi borç olsa bile Allah Teâlâ onu ödemene yardım eder. Şöyle dua et dedi:
اَللّٰهُمَّ اكْفِنِى بِحَلَالِكَ عَنْ حَرَامِكَ وَاغْنِنِى بِفَضْلِكَ عَمَّنْ سِوَاكَ
Okunuşu: “Allâhümmekfinî bi helâlike an harâmike, veğninî bi fadlike ammen sivâk.”
Anlamı: “Allah’ım! Bana helal rızık nasip ederek beni haramlardan koru! Lütfunla beni Sen’den başkasına muhtaç etme!” (Tirmizi, Daavât, 111)
Rızık Duası:
اَللَّهُمَّ اغْفِرْلِي وَارْحَمْنِي وَاهْدِنِي وَعَافِنِي وَارْزُقْنِي
Okunuşu: “Allahummeğfirlî verhamnî vehdinî ve âfinî verzuknî.”
Anlamı: “Allah’ım, beni bağışla, bana merhamet et, rızanı kazandıracak işler yaptır, bana afiyet ve hayırlı rızık ver.” (Müslim, Zikir, 35)
Fakirlikten Kurtulma Duası (Borçtan Kurtulma Duası):
اَللَّهُمَّ فَالِقَ الْإِصْبَاحِ وَجَاعِلَ اللَّيْلِ سَكَنًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ حُسْبَانًا اِقْضِ عَنِّي الدَّيْنَ وَأَغْنِنِي مِنَ الْفَقْرِ وَاَمْتِعْنِي بِسَمْعِي وَبَصَرِي وَقُوَّتِي فِي سَبِيلِكَ
Okunuşu: “Allâhümme fâlikal ısbâhı ve câ ılelleyli sekenen veşşemse velkamera husbânen ıkdı anniddeyne ve eğninî minelfakri ve emtiğnî bisem î ve besarî ve kuvvetî fî sebîlik.”
Anlamı: “Sabahın aydınlığını var eden, geceyi dinlenme vakti yapan, güneşi ve ayı hesap vasıtası yapan Allah’ım! Bana borçlarımı ödemeyi ihsan eyle, benden fakirliği gider, kulağımı, gözümü ve kuvvetimi Senin yolunda kullanmayı nasip eyle.” (Malik, Dua, 495)
***
اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ اْلفَقْرِ وَالْقِلَّةِ وَالذِّلَّةِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ أَنْ أَظْلِمَ أوْ أُظْلَمَ
Okunuşu: “Allahümme innî e’ûzü bike mine’l-fakri ve’l-kılleti ve’z-zilleti ve e’ûzü bike min en ezlime ev uzlem.”
Anlamı: “Allah’ım! Fakirlikten, yokluktan ve zilletten sana sığınırım; zulmetmekten ve zulme uğramaktan da sana sığınırım.” (Buhârî, Deavat, 40)
***
اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْهُدَى وَالتُّقَى وَالْعَفَافَ وَالْغِنَى
Okunuşu: “Allahümme innî es’elükel-hüdâ ve’t-tüka ve’l-‘afafe ve’l-ğınâ.”
Anlamı: “Allah’ım! Senden hidayet, takva, (sorumluluk bilinci) iffet ve (gönül) zenginliği isterim.” (Müslim, Zikir, 72)
Korku ve Ruhsal Daralma Anlarında Yapılacak Korku Duası:
Düşmanlarına korku saldığı için “Allah’ın Kılıcı” lakabına layık görülen kahraman sahâbî Hâlid b. Velîd, ne garip tecellidir ki ömrünün bir zamanında uykularını kaçıran korkulu rüyalar görmeye başlamıştı. İçinde korku ve sıkıntı olduğunu, geceleri kabus görmekten uyuyamadığını, insanlara zarar vermekten korktuğunu söyleyerek Rasulullah’a başvurdu. Resûl-i Ekrem’in Hâlid’e sunduğu reçetede şu vardı:
“Yatağına girdiğin zaman şöyle dua et:
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ غَضَبِهِ وَعِقَابِهِ وَشَرِّ عِبَادِهِ وَمِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ وَأَنْ يَحْضُرُونِ
Okunuşu: “Eûzü bi kelimâtillâhi’t-tâmmati min gadabihî ve ikâbihî ve şerri ibâdihî ve min hemezâtiş-şeyâtıyni ve en yehdurun.”
Anlamı: “Allah’ın gazabından, azabından, kullarının kötülüklerinden, şeytanların ayartmalarından ve yanıma yaklaşmalarından Allah’ın tam kelimelerine (hükmüne ve iradesine) sığınırım.” (Buhârî, Enbiyâ, 10; Ebû Dâvûd, Tıb, 19)
Hâlid b. Velîd bu duayı okumaya başladıktan sonra endişelerinden kurtulmuştu. Öyle ki Hz. Âişe’nin aktardığına göre birkaç gün geçtikten sonra Allah Rasulü’nün yanına gelerek şöyle demişti: “Anam babam sana feda olsun Ey Allah’ın Elçisi! Öğrettiğin duayı hiç aksatmadan okudum ve hiçbir şeyim kalmadı. Hatta şu an gece vakti kafesindeki bir aslanın yanına girsem, yine de korkmam.”
İbadete düşkünlüğü ile bilinen bilge sahabi Abdullah b. Amr, Peygamber Efendimizden (sav) naklettiği bu duayı yetişkin evlatlarına öğretir, henüz aklı ermeyen küçükler için de yazıp boyunlarına asarmış.
Nazardan ve Kötülükten Korunma Duası:
Rasulullah (sav) torunları Hasan ve Hüseyin için
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لاَمَّةٍ
Okunuşu: “Euzu bi kelimâtillâhi’t-tâmmeti min kulli şeytanin ve hâmmetin ve min külli aynin lammeh.”
Anlamı: “Her tür şeytandan, haşereden, kem nazardan Allah’ın tam kelimelerine (sonsuz iradesine ve hükmüne) sığınırım.” (Buhârî, Enbiyâ, 10)
duasını okur ve sonra da, “Atanız İbrahim de bu duayı oğulları İsmail ile İshak için yapardı.” derdi.
Nazar Ayeti:
Büyük velîlerden Hasan Basrî Hazretleri göz değmesine karşı Kalem Suresinin 51-52. ayetleri olan şu âyetleri okurdu:
وَاِنْ يَكَادُ الَّذ۪ينَ كَـفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِاَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّ كْرَ وَيَقُولُونَ اِنَّهُ لَمَجْنُونٌۢ * وَمَا هُوَ اِلَّا ذِ كْرٌ لِلْعَالَم۪ينَ
Okunuşu: “Ve in yekâdullezîne keferû leyüzlikûneke biebsârihim lemmâ semiu’z-zikre ve yekûlûne innehû le mecnûn. Ve mâ hüve illâ zikrun lil âlemîn.”
Anlamı: “Gerçekten o küfredenler Kur’an’ı işittikleri zaman az kaldı seni gözleriyle yıkacaklardı. ‘O, mutlaka bir mecnundur’ diyorlar. Oysa Kur’an bütün alemler için büyük bir uyarıcıdır.” (Kalem Suresi, 51-52)
Bela ve Musibetlere Karşı Okunacak Dualar:
أعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ جَهْدِ الْبَلَاءِ، وَدَرَكِ الشَّقَاءِ، وَشَمَاتَةِ الْأَعْدَاءِ، وَسُوءِ الْقَضَاءِ
Okunuşu: “Eûzü billâhi min cehdil belâ, ve derakiş şekâ, ve şemâtetil a’dâ, ve sûil kadâ”
Anlamı: “Dayanılmayacak dertten, insanı helâke götürecek zorluklara uğramaktan, başa gelecek her türlü fenalıktan ve düşmanı sevindirecek felaketlerden Allah’a sığınırım.” (Buhârî, De‘avât, 28; Müslim, Zikir, 53.)
***
اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فِي د۪ين۪ي وَدُنْيَايَ وَأَهْل۪ي وَمَال۪ي اَللّٰهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَات۪ي وَآمِنْ رَوْعَات۪ي اَللّٰهُمَّ احْفَظْن۪ي مِنْ بَيْن يَدَيَّ وَمِنْ خَلْف۪ي وَعَنْ يَم۪ين۪ي وَعَنْ شِمَال۪ي وَمِنْ فَوْق۪ي وَأَعُوذُ بِعَظَمَتِكَ أَنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْت۪ي
Okunuşu: “Allahümme innî es’elükel ‘âfiyete fi’d-dünya ve’l-âhira. Allahümme innî es’elüke’l ‘afve ve’l ‘âfiyete fî dînî ve dünyaye ve ehlî ve mâlî, Allahümmestür ‘avrâtî ve âmin rav’âtî. Allahümmehfaznî min beyni yedeyye ve min halfî ve ‘an-yeminî ve ‘an şimalî ve min fevkî ve e’ûzü bi ‘azametike en uğtâle min tahtî.”
Anlamı: “Allah’ım! Senden dünya ve ahirette afiyet dilerim. Allah’ım! Senden dinim, dünyam, aile fertlerim ve malım hakkında af ve afiyet dilerim. Allah’ım! Ayıplarımı ört, korkularımdan emin kıl. Allah’ım! Beni önümden, arkamdan, sağımdan solumdan ve üstümden (gelecek her türlü tehlikeden) koru. Altımdan (gelecek belalarla/deprem ile) helak olmaktan senin büyüklüğüne sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 110)
***
Bütün Duaları Kapsayan Dilek Duası:
Ebû Ümâme radıyallahu anh şöyle dedi:
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem birçok dua okudu, fakat biz ondan hiçbir şey ezberleyemedik. Bunun üzerine:
“Yâ Rasulallah! Pek çok dua okudun, biz onları ezberleyemedik” dedik. O zaman Rasul-i Ekrem şöyle buyurdu:
“O duaların hepsini içine alan bir duayı size öğreteyim mi? Şöyle deyiniz:
اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا سَأَلَكَ مِنْهُ نَبِيُّكَ مُحَمَّدٌ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا اسْتَعَاذَكَ مِنْهُ نَبِيُّكَ مُحَمَّدٌ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
وَأَنْتَ المُسْتَعَانُ، وَعَلَيْكَ البَلَاغُ
وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ
Okunuşu: “Allâhumme innî es’elüke min hayri mâ seeleke minhü nebiyyüke Muhammedün sallallahu aleyhi ve sellem. Ve eûzü bike min şerri mesteâzeke minhü nebiyyüke Muhammedün sallallahu aleyhi ve sellem. Ve ente’l-müsteân, ve aleyke’l-belâğ, ve lâ havle velâ kuvvete illâ billâh.”
Anlamı: “Allahım! Peygamber’in Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in senden dilediği hayırları ben de dilerim. Peygamber’in Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in sana sığındığı şerlerden biz de sana sığınırız. Yardım ancak senden beklenir. İnsanı dünya ve ahirette muradına ulaştıracak sensin. Günahtan kaçacak güç, ibadet edecek kuvvet ancak Allah’ın yardımıyla kazanılabilir.” (Tirmizî, Daavât 89)