Sosyal İlişkilerle İlgili Hadis Metinleri
لا تَحقِرَنَّ مِنَ المَعْرُوفِ شَيئاً، وَلَوْ أَنْ تَلْقَى أَخاَكَ بِوَجْهٍ طَلِيقٍ
Anlamı: “Din kardeşini güler yüzle karşılamak gibi (tabii) bir iyiliği bile sakın küçük görme!”
(Müslim, Birr, 144.)
مَثَلُ المُؤْمِنِينَ فيِ تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعاطُفِهِمْ مَثَلُ الجَسَدِ إذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالحُمّى
Anlamı: “Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”
(Buharî, Edep, 27; Müslim, Birr, 66.)
اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْياَنِ، يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضاً». وَشَبَّكَ بَيْنَ أَصاَبِعِهِ.
Anlamı: “Müminin mümine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir.”
Hz. Peygamber bunu açıklamak için iki elinin parmaklarını birbiri arasına geçirerek kenetledi.
(Buharî, Salat 88, Mezâlim, 5; Müslim, Birr, 65.)
اِذَا نَظَرَ اَحَدُكُمْ اِليَ مَنْ فُضِّلَ عَلَيْهِ فيِ الْماَلِ وَالْخَلْقِ فَلْيَنْظُرْ اِليَ مَنْ هُوَ اَسْفَلَ مِنْهُ
Anlamı: “Sizden biriniz mal ve yaratılış bakımından kendinden daha üstün birine bakarsa ardından kendinden daha düşük derecede olana baksın.”
(Buharî, Rikak, 30.)
اَلْمُسْلِمُ اَخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Anlamı: “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu yalnız bırakmaz. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allahuteala o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allahuteala da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”
(Buharî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.)
لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثٍ
Anlamı: “Birbirinize karşı kötü duygular beslemeyiniz. Birbirinizi çekememezlik yapmayınız. Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz. Bir Müslümanın diğer Müslüman kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir.”
(Buharî, Edep, 62; Müslim, Birr, 23.)
كلُّ سُلامَى مِنَ النّاَسِ عَلَيْهِ صَدَقَةٌ، كُلَّ يَوْمٍ تَطْلُعُ فِيهِ الشَّمْسُ تَعْدِلُ بَيْنَ اْلاثْنَيْنِ صَدَقَةٌ، وَتُعِينُ الرَّجُلَ فيِ دَابَّتِهِ فتَحْمِلُهُ عَلَيْهاَ أَوْ تَرْفَعُ لَهُ عَلَيْهاَ مَتاَعَهُ صَدَقَةٌ، وَالْكَلِمةُ الطَّيّبَة صَدَقةٌ، وبِكُلِّ خَطْوَةٍ تَمْشِيهَا اِلىَ الصَّلاَةِ صَدَقةٌ، وَتُمِيطُ اْلأَذَى عَنِ الطَّرِيقِ صَدَقَةٌ.
Anlamı: “İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi arasında adaletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım ederek bindirmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır. Gelip geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan gidermen de sadakadır.”
(Buharî, Sulh, 11, Cihâd, 72, 128; Müslim, Zekât, 56.)